Teknolojik gelişmelerin sonucunda kullandığımız elektrikli aletlerin ve elektrik miktarının artması ile maruz kaldığımız elektromanyetik alanlar yada başka bir deyimle elektromanyetik radyasyon da ödediğimiz bir bedel olsa gerek. İnsan yapımı tüm elektromanyetik alanların yarattığı elektromanyetik kirliliğe de elektrosmog adı verilmektedir.
Radyasyon iyonlastırıcı ve iyonlastırıcı olmayan şeklinde iki gruba ayrılmaktadır. Pek çok elektrikli ev eşyası iyonizan olmayan yani ışıma yapmayan radyasyon yaymaktadır. Evimizde kullandığımız elektrikli eşyalar, X-ışını gibi iyonizan radyasyon değildir ve direkt DNA kırıkları yapmasa da sürekli maruziyet sonucunda vücudumuzda pek çok etkiler yaratmaktadırlar.
Elektromanyetik radyasyon biyolojik sistemlerde ısı artışına ve bunun sonucunda da biyolojik esneklik kaybına neden olmaktadır. Esneklik kaybı ise biyolojik fonksiyonları etkilemektedir. Örneğin cep telefonları kan-beyin bariyeri esnekliğini bozması sonucunda kan-beyin bariyeri geçirgenliğini artmakta ve beyin-omurilik sıvısına geçmemesi gereken birçok toksin geçebilmektedir.
Bunun yanında elektrosmog insan vücudunda oksidatif stresi arttırarak da hasarlanmaya neden olmaktadır. Ayrıca hücreler arası iletişimi de bozmaktadır.
Maalesef maruz kaldığımız elektrosmog ev eşyaları ile sınırlı değil. Yüksek gerilim hatları, cep telefonu ve TV vericileri, radar sistemleri, baz istasyonları da elektrosmog oluşturmaktadır.
Elektrik kabloları çevresinde ve elektronik cihazların 30 cm yakınında en yüksek yoğunlukta elektrosmog oluşmaktadır. Elektrikli cihazların birbirine yakın mesafede kullanılması da elektromanyetik alan kirliliğini arttırmaktadır.
Elektrosmog maruziyetimizi ve vücudumuza etkilerini azaltmak için neler yapabiliriz: