İleri glikasyon, Maillard tarafından 1912 yılında ilk kez tanımlanmış bir reaksiyondur. ‘Kahverengileşme Reaksiyonu’ veya ‘Kabuklaşma Reaksiyonu’ olarak da bilinen bu reaksiyon sonucunda ortaya çıkan ‘İleri Glikasyon Ürünleri’ (AGE: Advanced Glycation End Products), vücudumuzda bulunan proteinlerin, yağların ve nükleik asitlerin şekere maruz kalmasıyla ortaya çıkan bileşiklerdir. Örneğin son 3 aylık şeker düzeyi değerlendirmesi yaptığımız HbA1C bir glikasyon ürünüdür. Bu değer 5.6’nın üzerinde ise glikasyon düzeyiniz artmıştır ve bunun yanında LDL kolesterolümüzün yüksek kan şekeri ile glikolize olması yani şekerleşmesi onu daha damar tıkayıcı bir hale getirmektedir.
Vücudumuzda tüm dokularda AGE olarak adlandırdığımız bu zararlı bileşikler ortaya çıkabilir. Vücudumuzda üretilmelerinin yanında dışarıdan da bu zararlı bileşiklere diyetle ve sigara kullanımı ile maruz kalabilmekteyiz.
Kanda yüksek AGE düzeyleri bağ dokusunu, cildimizi, damar yapısını ve kıkırdakları etkiler. Bu nedenle yüksek kan şekeri ve kanda yüksek düzeylerde bulunan AGE’ler yaşlanma, kronik inflamasyon ve de pek çok kronik hastalıkla ilişkilendirilmiştir. Örneğin Tip 1 ve 2 Diyabet, obesite, hipertansiyon polikistik over, kalp ve damar hastalıkları gibi. Ayrıca diyabetik kişilerde damarsal, göze ve böbreğe ait yan etkilerin görülme sıklığını da arttırmaktadırlar.
AGE’lerin vücuttan atılımında rol alan en önemli organlar ise böbreklerdir. Bu nedenle böbrek ile ilişkili hastalıklarda kanda AGE düzeyleri artar ve bu durum böbreğin daha çok etkilenmesine yol açarak bir kısır döngüye neden olur.
Beslenme şekli, yiyecekleri pişirme tarzı, yüksek kan şekeri düzeyleri ve oksidatif strese maruz kalmak vücudumuzda AGE’lerin oluşumunu arttırır. Aslında besinlerin lezzeti arttıkça, içerdiği AGE miktarları da artmaktadır.
AGE’ den zengin besinler:
AGE oluşumunu azaltmak için alabileceğimiz tedbirler: